Sunday, February 26, 2017
Ev Anası; Sımsıcak Bir Öykü
Bugünlerde ne okusam diye düşünüyorsanız eğer, Birgül Özcan'ın Ev Anasını okuyun derim. Kitap kulübümüzde moderatörümüzün tavsiyesi ile 8 Mart'a ithafen okuyup konuşalım diye seçtik kitabı.
Ev Anası sımsıcak bir öykü. Ön söz ön söz değil bir manifesto. Okurken gülmek, ağlamak arasında gidip geliyorsunuz. Hem kendinizden bir şeyler, hem çevrenizden başka şeyler buluyorsunuz her satırında. sonuna kadar da keyifle okuyorsunuz. Hatta öyle ki acele edip bitirmek bile istemiyorsunuz.
Dibi tutmuş tencereler, ıslak asılmayı bekleyen perdeler, yağmurda ıslanmasın diye balkondan aceleyle toplanan çamaşırlar, geçmişin unutulan raflarından çıkıp gelen cam parçaları, uykudan önce okunan sayısız masallar... Ve daha pek çok sizin yaşamınızdan kareler.
Neyse benim söyleyeceklerim çok ama bugün söylemeye pek niyetim yok. Gelecek haftayı bekliyorum. Bu hafta her kendimle kaldığımda Nur ve komşularıyla olacağım belli ki.
Biz Dream2Edu Kitap Kulübü olarak 7 Mart'da buluşup konuşuyoruz kitabı.Toplandığımızda güler miyiz, ağlar mıyız bilmiyorum ama bildiğim bu kitabın içinizi ısıtacağı.
Sunday, January 15, 2017
Çocuk Eğitiminde Yapılan Hatalar
Anne baba olmak; insana kendini değerli ve anlamlı hissettiren bir duyguyken, aynı zamanda zor ve çetrefilli bir yoldur.
Ebeveynler, bazen kendilerini çaresiz, hatta bozguna uğramış hissedebilirler. Anne-babalığın bir el kitabı olmadığı gibi,
çocuklarımızın gelecekte sağlıklı, başarılı, mutlu olmasını garantileyecek net
yöntemler de yoktur. Ebeveynliğe önceden
öğrenilip uygulanan bir meslek gibi değil, uzun bir yolculuk esnasında “olunan”
gibi bakmak çok daha gerçekçi bir yaklaşımdır ve aileleri biraz rahatlatabilir.
Bebeğinizi kucağınıza aldığınız andan
itibaren bir macera dizisi başlar. Bu maceranın, 24 saatlik çılgın bir
koşuşturmayla geçen her bölümünde bazı yanlış davranışlar sergileyebilirsiniz, bu
çok doğaldır, çünkü söylediğimiz gibi anne baba olmak çocukla ilişki içerisinde
öğrenilen bir süreçtir. Fakat eğer bu yanlış davranışların farkına varıp
değiştirmezseniz, bunlar alışanlığa dönebilir ve durum içinden çıkılmaz bir hal
alabilir.
Gelin bu sefer, yapılmaması gereken bazı temel şeylere uymaya
çalışıp, gerisini çocuğunuzla kurduğunuz ilişkinin ritmine bırakmayı deneyin.
Doğru
ve net sınırlar koymamak;
Anne
babalar; kötü muamale gibi algıladıkları için çocuklarına sınır koymakta
zorlanırlar. Aslında hayatla yeni karşılaşmış ve ne yapacağını bilmeyen
çocuklara sınır koymamak, onları bir nevi desteksiz
bırakmak olur ve asıl kötü muamele de budur.
Sınır;
çocuğun neyi yapıp neyi yapamayacağını, uygun olan davranış veya tutumun ne olduğunu
gösterir.
Çocuklar,
·
Yaşadıkları ortamın kurallarını,
·
Kendilerini neyin beklediğini,
·
Kontrolün kimde olduğunu,
·
Ne kadar ileri gidebileceklerini,
·
Fazla ileri gittiklerini ne olacağını
bilmeye ihtiyaç duyarlar.
Yaşlarına
uygun ve duruma göre değişmeyen net sınırlar koymak çocuklara kendilerini güvende hissettiririr, onları önemesediğinizi
ve koruduğunuzu anlamalarını sağlar. Çocuklarınıza sınır koyduğunuzda zamanla yaptıkları
şeylerin sorumluluğunu almayı da öğrenirler.
Pazarlık yapmak veya tehdit etmek;
Çocuğun ihtiyacına yönelik sınır
koyamayan ebeveynler onlara istediklerini yaptırmak için bu sefer pazarlık
yoluna giderler. “Yemeğini yersen sana o oyuncağı alırım” veya “bak yıkanmazsan,
baba sana kitap okumayacak” gibi söylemler uzun vadede ebeveynin gücünü yok eder. Çünkü
bu cümleler, “ben seninle başetmekte zorlanıyorum, sana bunları yaptırabilmek
için karşılığında birşey vermek veya bir şeylerden men etmek zorundayım, başka
türlü sana kural koyamıyorum, yetersizim”
anlamına gelir. Pazarlık eşit düzeyde iki kişi arasında yapılır fakat anne baba
çocuk ilişki aynı düzlemde olamaz, olmamalıdır. Bizler yetişkiniz onlar çocuk
ve çocuklar anne babalarına güvenmek ve yaslanmak için onların güçlü olduğunu
“yetişkin olduğunu”görmek isterler. Bu
çocuğun “nesil farkı”nı tanımasıdır
ve sağlıklı bir ruhsal gelişim için gereklidir.
Ebeveyn olmaktan önce arkadaş olmak
“Ben çocuğumun en iyi arkadaşıyım” Bir
önceki maddede nesil farkından bahsetmiştik! Şimdi tekrar düşünün! Hayır siz
çocuğunuzun arkadaşı değil annesi ve babasısınız, çocuğunuzun asıl istediği ve
ihtiyacı olan şey de bu. Diğer türlüsü çocuğa onunla eşit olduğunuz mesajını
verir. Bu mesajı alan çocuk “sen benim en iyi arkadaşım olsaydın eğer, şunu
yapmama izin verirdin” veya “bunu yapmama izin verirsen seni severim” şeklinde hissetme
hakkını da elde eder. Ebeveynler yol gösterici olmak zorundalar; çünkü
çocukların büyürken bu yol gösterici
rolünüze ihtiyaçları var. Tepeden bakan, cezalandıran sert tutum ne kadar
yanlışsa, çocukla aynı seviyede olan,
kural koyamayan, otorite olamayan, çocuğun her istediğini yapan dolayısıyla
“ebeveyn olamayan” tutum da bir o kadar yanıştır.
Çocuklara gerekli zamanı ayırmamak
Yetişkin olmak ve nesil farkı
kavramları çocuklarla zaman geçirmemek, onları dinlememek, onlarla oyun
oynamamak olarak algılanmamalıdır. Çocukların gerçek ihtiyaçları tam da
bunlardır. Sevildiğini hissetmek, oyun oynanması, dinlenilmek, duygularının
kabul edilmesi, sorularının yanıtlanması bir çocuğun beslenme ve uyku
ihtiyaçları kadar elzemdir. Günlük
hayatın yoğun temposunda, bu ihtiyaçları gözden kaçırıp çocuklarına yeterli
vakti ayıramayan anne babalar onlara oyuncaklar, kıyafetler alarak, aktiviteden
aktiveteye koşturarak bu boşluğu doldurmaya çabalarlar. Fakat bunları yaparken
diğer yandan duygusal bir boşluk yarattıklarını bilmelidirler. Çocukların
aslında basit şeylerle mutlu olduklarını ve sadece onlara ayıracağınız “gerçek” vakitlere ihtiyaçları olduğunu hatırlamakta fayda var.
Söz verip tutmamak, kandırmak, yalan söylemek
Çocuklar, çok iyi birer gözlemcidirler. Eğer çocuğunuza bir şeyi
yapacağınıza dair söz vermişseniz,
bunu asla unutmaz “İşim bitsin seni parka götürürüm” ,“Bugün alamayız, ama
haftaya söz!” , bu sözlerinizi yerine getirmek zorundasınız. Anı kurtarmak için
söylediğiniz şeyleri, yaptığınız ertelemeleri çocuklar asla unutmaz ve onu elde
etmek için herşeyi yaparlar , çoğunlukla da bunun için olumsuz yolları
seçerler. Aynı zamanda size olan güvenleri zedelenmiş olur. Peki şu durumda kim
haklı?
Hayır dedikten bir süre sonra pes edip
evet demek hem çocuğunuzun size olan saygısını zedeler hem de aşırı
ayrıcalıklar için sürekli mücadele etmesinin önünü açar. Çocuğunuza vereceğiniz
net, sakin ve tereddürtsüz bir “hayır”
yanıtı eğer bunun mümkün olmayacağını çocuğa gerçekten
hissettirirse, aranızda yaşanacak çekişmeye engel olabilirsiniz, aksi halde onun
istediklerini elde etmek için sizden güçlü olduğunu kabul edip ona boyun eğek
zorundasınız.
Karşılaştırmak Eleştirmek
Yazının başında çocuğunuzun bir
benzerinin olmadığını okudunuz. Evet o kimseye benzemiyor. Onun sadece kendine ait
özellikleri var ; dış görünüşü, gelişim ve öğrenme hızı, davranışları,
istekleri... Bunlar veya diğer başka özellikleri bakımından çocuğunuzu
kardeşleri veya başka çocuklarla kıyaslamak onu ileri götürmek yerine
utanmasına ve özgüveninin zedelenmesine neden
olur. “Bak ...nin kızına ne kadar da düzenli”
veya “Şu küçüğün becerikliliğine bakar mısınız” Bu sözleri duyan çocuk
kendini değersiz hisseder ve size öfkelenmemesi
mümkün değildir. Bu bir anlamda kötü
muameledir. Her çocuğa kendi güçlü yönleri, yetenekleri, ihtiyaçları ve
tercihleri için saygı göstermek etrafındaki yetişkinlerin sorumluluğudur.
“En, Hemen-Şimdi, Hepsi”
Bazı çocuklar gerçek birer prens veya
prenses gibi büyüyor. Günümüzde bu kavramlar çokça kullanılıyor fakat; hiç biri
prens-prenses değil, olmamalı da çünkü gerçek hayat böyle bir yer değil. Evet
hepsi çok değerli ama çoğunluk içinde en değerli değil...Çocuklara en
güzel-yakışıklı, en akıllı, en başarılı olduklarını söylemek onları
gerçeklikten uzaklaştırmaktır. Çünkü hiç birimiz en değiliz, mükemmel ve tam
değiliz. Hayat eksikliklerle dolu ve çocukları bununla yüzleştirmemek onları gerçk
hayata karşı savunmasız bırakmak
olacaktır.
Çocukların her istekleğini hemen yerine
getirmek de aynı şekilde bir yanılsamaya sebep olur. “Ben isterim olur”. Bunu
düşünen çocuk hayal edemez, çabalamaz, çalışmaz. İsteklerini bekletebilmek,
erteleyebilmek onu elde etmesi için çabalamasına izin vermek kendi ayakları
üzerinde durabilmeleri adına ona yapacağınız en önemli iyillik olacaktır.
Son
söz olarak “Önce ve sadece ben” bakış
açısının, etrafımızdaki tüm olumsuzlukların temel sebeplerinden olduğu üzerine
düşünelim...
Psikolog Nadin Dença NERSE
Sunday, January 1, 2017
KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ
Kaynaştırma yoluyla eğitim özel eğitime muhtaç
çocuklara örgün ve yaygın eğitim kurumları içerisinde, normal akranları
arasında özür ve özelliklerine uygun olarak verilen eğitime kaynaştırma eğitimi
denir.
Kaynaştırma, bireyselleştirilmiş eğitim plan
ve programları içerisinde uygun görülen engelli çocuklarla, normal akranlarının
eğitim ve sosyal yönlerden bütünleştirilmesidir. Maalesef ki
ükemiz de kaynaştırma eğitimini
hakkıyla gerçekleştiren ve uygulayan öğretmen sayımız çok az bulunmaktadır.
Kaynaştırma öğrencilerinin o sınıfta +1 değil o sınıfın mevcut sayısının içinde
olduğu ve kaynaştırma eğitiminin özel çocuklar için altın değerindeki yıllar
olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle
öğretmen arkadaşlara sınıfın en arka sıralarında ‘yaramaz çocuk’ olarak
adlandırmak yerine kaynaştırma, bütünleştirme
kavramı için destek olacak bazı öneriler sunulmuştur.
KAYNAŞTIRMA ÖĞRENCİLERİ İÇİN SINIF
ÖĞRETMENLERİNE ÖNERİLER
-Öğrencinizi gözlemleyin ve tanıyın uygun hedefler
koyun (BEP hazırlama)
-Çocuğu tanıyıcı bilgilendirme formu verip
aileden çocukla ilgili bilgi alın
-Çocuğun aldığı tanıyı araştırıp bilgi edinin(
her aynı tanıyı almış çocuk aynı özelliklere sahip olamasada çocuğun bireysel farklılıkları olsa da kafanızda öğrencinizle ilgili bir fikre sahip
olmak ona nasıl davranacağınızla ilgili fikir sahibi olmanıza yardımcı
olacaktır)
-Uygun pekiştireci neyse onu bulun, olumlu
gördüğünüz durumlarda her defasında fırsatları yakalayıp pekiştirin.(
Pekiştirme kullanarak öğrencinizin performansının arttığını ve kurallara daha
fazla özen göstermeye çalıştığını sizde göreceksiniz)
-Sınıfta oturduğu masa ve sandalye çocuğa
fiziksel özelliklerine uygun görme alanına uygun dersi takip için yeterli konuma sahip olduğuna emin olun.
-Diğer arkadaşlarına oratamda kaynaştırma
öğrencisi olmadığı bir zamanda
arkadaşlarının bazı davranışlarına karşı nasıl davranması gerektiğini
anlatın.
-Sınıf kurallarını, sınıf kurallarına
öğrenciniz uyana kadar tekrar edin(her
kurala uygun davrandığında fırsatlardan yararlanıp aferin …cok güzel yaptın
diye her seferinde kuralı betimleyip pekiştirin.)Kuralları beraberde
hazırlayabilir, görsellerle destekleyip sınıfın bir köşesine asabilirsiniz.
-Her dersin başında (diğer çocuklardan farklı
bir performansa sahipse) öğrencinize uygun bir etkinlik verip ne yapacağını
anlatıp diğer çocuklarla öğretime devam edin.(arada bir yanına gidip kontrol
etmeniz çocuğun tekrar toparlanmasına ve dikkatini yönlendirmesine yardımcı olacaktır)
-Dikkati dağıldığında kendisini toplayacak
vakit vermek adına küçük sorumluluklar verin (tahtayı sildirmek, çöp attırmak,
arkadaşlarına bir etkinliği dağıtmak
gibi)
-Teneffüs aralarında diğer çocukların
kaynaştırma öğrencisini de içinde olacak ortamlar oluşturun
-Diğer arkadaşlarını tanıması ve kaynaşması
için zaman zaman sınıfta kİ yerini değiştirebilirsiniz (Bazen bu çocuklar için
pekiştireç özelliği de gösterebilir)
- -Problem davranışlar var ise problem
davranışların çıkış nedenini yani davranış öncesini inceleyin ve davranıştan
sonra sizin davranışlarınız o anlık mı davranışı söndürüyor yoksa sürekliliği
var mı! Bunu tespit edin (davranış
sağaltımları için kullandığımız yöntemin sürekliliği çok önemli)
-Çocuğuyla ilgili olumsuz içerikli
bilgilendirmeleri öğrencinizin veya
diğer velilerin yanında yapmayın (diğer velilerin olumsuz etkilenmelerine ve
öğrencinin olumsuz etkilenmesine sebebiyet verebilir)
-Aileyle , öğrencinizi takip eden doktor ve
öğretmeniyle işbirliği içerisinde olun(çocuğun geçirdiği hastalıklar, kullandığı
ilaçlar, yaşantısı vb seyler bizim için önemli ipuçları verebilir)
Özel Eğitim Öğretmeni
Lütfiye
KALAFAT
Sunday, November 27, 2016
Bir Cumartesi, Bir Kitabevinde ...
You've Got Mail'i seyredenler kitapçı sahnesini iyi hatırlar. Köşedeki küçük dükkanın sahibi Kathleen Kelly (Meg Ryan) çocuklara bir hikaye okur ve çocuklar inanılmaz keyif alır, Kathleen de... Çocuklarım doğmamıştı henüz seyrettiğimde, işte hayalim demiştim... Bir kitapçı ve çocuklara hikayeler... Hayallerimden biri gerçek oldu, Dream2Edu'yu kurdum ve çocuklara içinde hikayelerin gezindiği atölyeler yapıyoruz. Kitapçı hayalim yok şu anda ama bir başkasının kitapçı hayalinde atölyelerimizi gerçekleştirme imkanı buluyoruz bu ay.
Tam da filmdeki, köşedeki dükkan gibi Minoa Bookstore da Beşiktaş Akaretler'de köşede bir kitabevi ve bu hayalimi anlattığımda, bize kapılarını açtılar. Biz de Aralık ayı için 2 güzel etkinliğe hazırlanıyoruz.
Dream2Edu Kitap Kulübü
Monday, November 7, 2016
Kitap, Cafe... Cafe, Kitap
Kitap, Cafe... Cafe, Kitap. Öyle büyülü bir yer işte...
Evet Minoa Cafe & Bookstore, Beşiktaş Akaretlerde bir süredir hizmet veren bir kitap dükkanı. Aslında bir kitap dükkanından daha fazlası... Kitaplara sevdalı herkesin gidip görmesi ve bu heyecanı yaşaması lazım. Öyle hayallerimin gerçeğe dönmüş hali gibi yani...
Bana sorarsanız kitabevi dışında 2 bölümden daha oluşuyor Minoa; süper bir cafe ve kütüphane. hafif atıştırmalıklardan, leziz yemeklere uzanan oldukça sağlam bir menüsü var. Fiyatlar öyle bir mekan için son derece makul. Kahvenizin yanına ev yapımı tadında kekler ve tatlılar, öğle yemeğine sıcacık bir çorba ya da salata, burgerler ... Tercih sizin...
Ayrıca cafe bölümünde dev duvar bir kütüphane, istediğiniz kitabı alıp okuyabiliyorsunuz. Yağmulu bir Kasım sabahı, işe gitmek yerine Minoa'ya sığınmak isterdim mesela. Öylece raftan bir kitap alıp, kahvemi yudumlayıp kısacık bir an çalmak yaşamdan...
Mino'nın kitabevi kısmı da oldukça zengin. Güzel bir çocuk kitapları bölümü var. Alt kata dik merdivenlerden inip harika bir çizgi roman bölgesine de ulaşıyorsunuz. Gizli saklı, ta dipte ama bulunca seviniyorsunuz.
Benim en kötü huylarımdan biri, bir yere takılıp sürekli oraya gitmeye meyl etmemdir. İki hafta önce üniversiteden arkadaşlarla toplandığımızda kahvemizi içtik Minoa'da, bugün eşimi götürdüm 'çok seveceksin' diyerek. Şimdi çocuklar kaldı 'Family Fun Day' tutturmacası oluştu kızımda, eee teklif onlardan gelince kaçırmamak lazım. Malum, büyüdükçe bizden uzaklaşacaklar. En kısa zamanda bir akşam yemeği yeriz belki. Unutmadan söylemeliyim Cuma akşamları Caz sevdalıları da uğrayabilir cafe'ye canlı müzik eşliğinde sohbet eminim çok keyifli olur.
Subscribe to:
Posts (Atom)