Çocuk eğitim portalı KiGaPortal Türkiye Genel Müdürü İskender Yıldırım'ın Düşünce Dükkanı okurları için paylaştığı bu çeviri çok ilginç. Yorumlarınızı da bekliyoruz.
Hamburg-Harburg
ilkokul Ronneburg'da haftada bir kez verilen dersin adı 'Mutluluk.' Dersin
amacı çocukların gündelik hayatın güzelliğini duyularını bileyerek
hissetmeleri...
Hayatı
neden, bir dokunma, tat alma, duyu veya koku organlarımızı kullanarak hissetmek
zorundayız?
Yaklaşık
yarım saat birlikte üzüm, armut ve elma yıkadılar, soyup, kesip dilimlediler,
muzu soydular. Şimdi 18 birinci sınıf öğrencisi ve öğretmenleri geniş bir kabin
içine doldurulmuş meyve salatasının önünde oturuyorlar ve beklenti içinde meyve
tabağına bakıyorlar "Ve şimdi ne yapalım çocuklar?" diyerek sorar
sıcacık sesi ve uzun sarı saçları ile 52 yaşındaki ilkokul öğretmeni Iris
Brückner,"Hızlıca yemek!" diye seslenir bir öğrencisi. Bayan
Brückner gülüyor. "Ben daha iyi bir şey biliyorum!" Meyve tabağının yanına
yerleştirilmiş mum ışıklarını ve peçeteleri işaret ederek. " Meyve
salatası yemeden önce, güzel bir atmosfer yaratalım çocuklar!"
"Mutluluk"tur
dersin konusu, Hamburg-Harburg ilkokul Ronneburg’da bu gri Kasım sabahı
çocuklara verilen dersin adı. Haftada bir kez verilen derste çocuklar gündelik
hayatın güzelliğini duyularını bileyerek hissetsinler: Taze meyve tadı, mum ile
aydınlatılan bir ortamda, sevgi ile dekore edilmiş bir sofrada, grup stressiz
ve rahat bir ortamda...
Okulun müdürü ilk olarak 2007 yılında bu projeyi tanıtır ve
uygulamaya başlar. Proje günümüzde Almanya’da 100’ün üzerinde ilkokulda
uygulanıyor ve gittikçe yaygınlaşıyor.
Konsept
uygulamada biraz farklılık gösterse de uygulamada amaç hep aynıdır: Çocukların
zorlu koşullar altında bile hayata parlak ve güzel taraflarından bakmayı
öğrenmek. Özellikle duyuları ile tecrübe edinme ve öğrenme ile hayata pozitif
bir bakış açısını çocuklara kazandırmak. Brückner öğretmenin hedefi, bunun
içindir ki müzik ve dans, birlikte yemek pişirme, ve hoş bir atmosferde yeme
masajı vererek onlara anı yakalatma ve zevkini çıkartarak hayata mutlu bir
yaşamayı öğretmektir. Kim ki duyuları ile bilinçli bir şekilde hayatın mutlu
yönlerini alabiliyorsa, o zamanla yaşam sevincini geliştirir ve kriz
zamanlarında bile yaşama sevincini kaybetmeden onu başarılı bir şekilde
atlatır."
Meyve
salatası ile anlamlı bir hayata doğru mu?
Çoğu
filozof şimdi muhtemelen bu metodu protesto ediyorlardır. Şehvet anlamlı
hayatın yan etkisidir fakat mutlu bir hayata giden yol değildir. Lezzetli bir
yemek ya da bir okşama bir dokunma mutluluğu etkiler fakat Aristoteles’ten
Wilhelm Schmid’e kadar bütün filozoflar hemfikirler: Karanlık dönemleri
atlatmak için bir üst yaşam duygusu ile mukayese edilemez kadar önemsiz.
Psikoterapistler
filozoflardan farklı düşünürler. Bilinçli keyf alma ve bu yöntemle hayata bakış
açısını değiştirmek Pozitif psikoloji veya euthyme terapi konseptlerinde
gittikçe güç kazanan bir yöntem. Öz bakım terapistlerine göre stres ve kriz
dönemlerinde dahi hayat sevincini kaybetmemenin en önemli metodudur. Ve kim ki
güzel bir yemek veya müzikten ruhu için gıda alabiliyorsa o iyi yoldadır
demektir.
80’li
yıllarda bile depresyon ve tükenmişlik belirtileri (burn –out semtomları)
gösteren hastalarda duyu organlarını bilinçli kullanma tedavisi uygulanır.
“Zevk alma eğitimi” ile bilinçli olarak 5 duyu organını kullanarak mutluluğu
öğrenme: Orman da yürürken duyu organları ile ormanın sesini ve ormandaki
yaşamı algılayabilme, tarçın çubuğunu koklama, veya bir çikolata parçasını
yavaş yavaş dilin üzerinde eriterek tadını alma veya dakikalarca bir ipek
kumaşın serinliğin odaklanmak.
Duygulardan
sorumlu olan limbik sistemimiz duyu üzerinden alınan keyif sonucu mutluluk
hormonu dopolamayı tetikler ve bir sel gibi vücudumuza akmasını sağlar.
Bu
yöntemle birçok hasta ilk kez hayatı güzel ve anlamlı bulur.
Fakat
dokunma, koku veya hoş bir sesin olumlu etkilerinden faydalanarak mutlu olmak
için bir tedaviyi beklememeli insan...
Spiegel
Online'dan çeviren İskender Yıldırım
No comments:
Post a Comment